Friday, 8 July 2011
Aşkın Alfabesi - V - Vahşiler
O meş'um partiden sonra Kaya ve Emel'i sadece bir kez görebildim. Bir kış akşamı beni evlerine yemeğe çağırmışlardı. Emel mutfakta şarkılar söyleyerek yemek pişirirken, Kaya bana dert yandı: "Vahşiler... (Vahşiler diyorum artık onlara... (Sen bunun dışındasın Umur'cuğum, (yani seni her şeye rağmen seviyoruz hala) yani senin bir suçun yok). Elleri ve akılları şeylerinde, (otuzbir çekmekten başka bir şey bilmeyen maymunlar gibi) hani fırsatını bulsalar anamızı bile yatağa atacaklar... Neyse aman, geç de olsa anladık..."
Sofrada Emel, yeni icadı "Cevizli-Kremalı Tavuk"un tarifini verdi. Çalıştığı dergiden bir an önce ayrılmayı planlıyordu. Kaya'nın gelir durumu çok daha iyileşecekti önümüzdeki aylarda. Emel de evde oturup çeviriler yapmayı, hatta neden olmasın, bir roman yazmayı planlıyordu.
Emel beyaz şaraptan kadeh kadeh üstüne içerek tatlı tatlı anlatıyordu: Eski Türk filmlerindeki gibi herkes mutlu olmuştu. Evliler evine dönmüş, bekarlar evlenmiş, kızlar hamile kalmış, bu haber mutlulukla karşılanmıştı. Hayat yoluna oturmuştu. Ne beklenebilirdi ki artık?
O yemekten sonra bir daha görüşemedik.
Yarın: Yengeç