Saturday 16 July 2011

Sonnet 66 - Shakespeare - Özgün hali ve iki çevirisi


















Tired with all these, for restful death I cry,
As, to behold desert a beggar born,
And needy nothing trimm'd in jollity,
And purest faith unhappily forsworn,
And guilded honour shamefully misplaced,
And maiden virtue rudely strumpeted,
And right perfection wrongfully disgraced,
And strength by limping sway disabled,
And art made tongue-tied by authority,
And folly doctor-like controlling skill,
And simple truth miscall'd simplicity,
And captive good attending captain ill:

Tired with all these, from these would I be gone,
Save that, to die, I leave my love alone.



Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,
Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.
Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini,
Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,
Değil mi ki ayaklar altında insan onuru,
O kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış,
Ezilmiş, horgörülmüş el emeği, göz nuru,
Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş,
Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın,
Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene,
Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın,
Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen' e 

Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,
Seni yalnız komak var, o koyuyor adama. 

Türkçe söyleyen: Can Yücel


Bu da benim vezni pek umursamadan yaptığım bir çeviri denemesi:

Yoruldum hep bunlardan, ölüp gitsem diyorum
Hep sahici insanlar yoksulluğa mahkum,
Hep en sahteler, parlak süsler içinde,
Hep saf inançlar uğramış ihanete,
Hep şan şeref kalmış şerefsizlere,
Hep ırzına geçilmiş en temiz değerlerin,
Hep hakikatin adını çıkarmışlar yanlışa,
Güçlüyü topal etmiş, hep yalan, hile hurda,
Hep iktidar kesmiş atmış dilini sanatın,
Oyuncak olmuş elinde sözde ustaların
Basit gerçeğin adı olmuş sana basitlik
Hep kötülerin eline esir düşmüş iyilik,

Bıktım, yoruldum evet, çekip gitsem diyorum
Ama yalnız kalır aşkım, tek bundan korkuyorum