Saturday, 23 July 2011

Lut Gölü Tarihi - Amerikan Güzeli'nden



Her sabah günden güne kabaran suyla nemli yataklarda uyanırdık. Artık büyüdüğümüz günlerdi.

Her sabah aynı başlangıç... Sürdürmemiz gereken bir hayat vardı.

Ama sınırlarımızda tutsak bir acı su, bir kırbaç gibi savrularak, herşeyi birbirine katardı.

Kıyısız bir kumsalda dönüp durmaya cezalıydı su, kendine bir içdeniz oyardı. Toprağımızı aşındırıp bizi boş bir kabuğa çevirecek diye korkardık. Sırça kaplara boşalmaya çalışırdık. Oysa kentin lağımları bile kaldıramazdı şakaklarımızda, bileklerimizde, boyunlarımızda atan suyu; ucu ve yurdu olmayan aç suyu.

Bizdik, herkesin unuttuğu bir suç yüzünden suyu cezaya vuran. Ceza bitmişti ve su ırmak olma heveslisiydi artık. Ama hınçla akıyor olmak, ırmak sayılmaya yetmezdi.

Neredeydi bu suyun yorgunluk alan serin ve geniş yuvası?

Bunca birikmiş özlemi kim karşılayacaktı?

Bir yarayı andıran içdeniz eskisini nasıl kapatacaktık?

Geceleri tek kişilik kızgın vadilerde göl göl olmuş bulanık su, sarsıntılı deltaların düşlerini kurardı.

Peki biz, içimizdeki ırmağa göre bir deniz, nereden bulacaktık?


1984 İzmir