Tuesday, 5 July 2011

Aşkın Alfabesi - T - Temizlik

Henüz her şey için çok erkendi. İstanbul pırıltılı bir pazar gününe uyanıyordu. Teşvikiye'de caminin ıssız bahçesini geçtim, sabaha kadar açık bir muhallebicide sakin sakin, hiç bir şey olmamış gibi çorba içtim. Kağıtlar, büzüşmüş bira tenekeleri, yalnız kuşlarla dolu caddelerde yanımdan ağır ağır geçen bir polis arabasına aldırmadan yürüdüm. Harbiye Orduevi'nin uykulu nöbetçi askerleri beni şüpheyle kestiler. Yürüdükçe açılıyordum. Sanki bu güzel yaz sabahı her şeye yeniden başlayabilecek kadar güçlü hissediyordum kendimi. Emel ve Kaya ne yapmışlardı acaba? Işık ve Asaf şimdi o meşhur yer yatağında uyuyorlar mıydı?

"Her aşktan sonra iyi bir temizlik gereklidir." Kulaklarımda basketbol koçu havasında hamasi bir ses nutuk atıyordu: Aşkta yenilmekten daha kötü bir şey var mıdır? Yoktuuur. Ama ne yapacağııız? Yenileceek miyiiiz? Yenilmeyeceğiiz. Çünküü hayat devam etmektediir. Yok ya! dedim kulaklarımda çınlayan sese. Hemen sustu.

Çöp arabaları dolaşmaya başlamıştı. Çöpçüler yolun kıyısında cumartesi gecesinin artıklarını süpürüyor, gecenin izlerini arabalarının öğütücü bölümünde dönüp duran dev metal dişlerin arasına atıp, çöplerimizi, atıklarımızı, dün gecelerimizi, karşılıksız aşklarımızı filan unutmamıza yardımcı olmaya çalışıyorlardı.

Yarın: Unutmak