Sunday 15 February 2015

AKŞAM ŞİİRİ - Behçet Necatigil




Birden hatırlarsın,
O da seni - - birden bazan:
Nerde, ne yapar şimdi
Parlar bir özlem anılar arasından.

Bu akşam ne garip sözcük
Sanki ilk duydum, yadırgıyorum:
Akşam. Bilmem bulur muyum
Yollara baksam?

Söner yangın birazdan
Yatışır özlem.
Bir gün karşılaşırız
Bir gün, bir yarım akşam.

Hep Beraber Yapayalnız - Charles Bukowski - Alone With Everybody






















et kemiği kaplar
içine bir zihin koyarlar
bazen de ruh
ve kadınlar çarpar
vazoları duvara
erkekler çok içer
ve kimse bulamaz
aradığı insanı
ama arar
durur
o yatak bu yatak
girer çıkar.
et kemiği kaplar
ve et
etten fazla
bir şey arar.

şansımız sıfır
hepimiz
aynı kaderin
esiriyiz.

kimse bulamaz
aradığı insanı.

çöplükler dolar
hurdalıklar dolar
tımarhaneler dolar
hastaneler dolar
mezarlıklar dolar

gerisi
boş kalır.

Çeviri: ÜÜ
the flesh covers the bone
and they put a mind
in there and
sometimes a soul,
and the women break
vases against the walls
and the men drink too
much
and nobody finds the
one
but keep
looking
crawling in and out
of beds.
flesh covers
the bone and the
flesh searches
for more than
flesh. 
there's no chance
at all:
we are all trapped
by a singular
fate. 
nobody ever finds
the one. 
the city dumps fill
the junkyards fill
the madhouses fill
the hospitals fill
the graveyards fill 
nothing else
fills.  

Sunday 1 February 2015

şu benim tatlım vesairem - e. e. cummings - my sweet old etcetera

Photo by Vic Damon























şu benim tatlım vesairem
lucy teyzem, son

savaş sırasında
anlatabilirdi sana,
hatta anlattı da
nedenini savaşın

niçinini,
ablam

Isabel yüzlerce
(ve
yüzlerce) çorap
ördüydü ve de
piretutmaz bereler
vesaire bileklikler vesaire
annemin tek umuduydu
ölümüm vesaire kahramanca tabii
babamın sesi çatlardı
ah ben de gidebilseydim derken
mertebe, imtiyaz vesaire

derken bendeniz vesaire
batmışım çamurun dibine ve

saire
(hayalini kuruyorum
ve
saire, senin
gülüşünün
gözlerinin dizlerinin ve vesairenin)

serbest çeviri: üü

my sweet old etcetera
aunt lucy during the recent 
war could and what
is more did tell you just
what everybody was fighting 
for,
my sister 
Isabel created hundreds
(and
hundreds) of socks not to
mention fleaproof earwarmers
etcetera wristers etcetera, my
mother hoped that
I would die etcetera
bravely of course my father used
to become hoarse talking about how it was
a privilege and if only he
could meanwhile my
self etcetera lay quietly
in the deep mud et 
cetera
(dreaming,
et
cetera, of
Your smile
eyes knees and of your Etcetera)