Thursday, 21 July 2011

Gece Misafirleri (Amerikan Güzeli'nden)






Küçükken, evde misafir ağırlanan gecelerin sonuna doğru, büyükler sofralarında yorgun düşmüş, sarhoş, mahmur ve kardeşçe birbirlerine gülümserlerken; bizler, onların sofrasına giremeyenler, yerde ayrı bir masada yiyenler, onların şakalarına gülemeyen, şaka yapamayan, aklı ermeyenler; gizli bir köşede toplanır ve büyüklerin dünyasına ilişkin, yatak odaları, bir kenara çekip fısıl fısıl konuşmalar, geçimsizlikler, gizli aşklar ve bütçelere ilişkin bin türlü masal anlatırdık.

Sanki “gerçek yaşam” denen şey, bizim henüz ulaşamadığımız, ancak büyükler arasında paylaşılan, bize henüz çıtlatmadıkları, kendi başımıza bulmamız gereken bir sırdı.

Derken birden büyüdük. Büyüklerin sofrasına kabul edilmeye başlandık. Sonra herkes yavaş yavaş kendi sofrasını kurdu. Bu arada herkes kendi başına büyük sırrın ne olduğunu buldu. Ama herkes o büyüklere özgü suskun ciddiyet anlaşmasına uydu ve geride kalanlara birşey söylemedi.

Yoktu büyümek diye birşey.

Büyük sır buydu. “Gerçek yaşam” ölünceye kadar çocuk kalan misafirlerin gizli köşelerde birbirine anlatıp durduğu ve artık sıkmaya başlayan bir masaldan, bir kuruntudan ibaretti. Herkes o çok şey bilenlerin , sır saklayanların kurumuyla, sokakta düşmanca ve hince; sofralarda mahmur ve kardeşçe gülümsüyordu birbirine...


Ümit Ünal, 1984 İzmir