Thursday, 18 August 2011

Nirvana - Bukowski - Tom Waits



Geleceği pek parlak değildi.
Sebepsiz dolanıyordu.
Kuzey Carolina civarında
Otobüsle bir yerlere giden
Genç bir adamdı işte
Kar yağmaya başlamıştı
Dağlarda küçük bir kafede
Mola verdiler
Genç adam tezgahta oturdu
Bir şeyler ısmarladı
Gelen yemek harikaydı
Kahve de.
Garson kız tanıdığı
Başka kadınlara hiç benzemiyordu
Bozulmamıştı.
Doğal bir mizah
Vardı her halinde
Aşçı deli deli konuşuyordu
İçerdeki bulaşıkçı gülüyordu
Temiz düzgün bir gülüşle
Genç adam camlardan kara baktı
Bu yerde sonsuza kadar
Kalmak istedi canı
İçine tuhaf bir duygu yayıldı.
Burada herşey çok güzeldi
Ve sanki hep çok güzel kalacaktı.
Derken şöför  molanız bitmiştir
Otobüste yerlerinizi alın diye bağırdı
Genç adam ben kalayım
Dedi kendi kendine
Ben burada kalayım
Ama sonra kalktı
Diğer yolcuların ardından
Otobüse bindi
Koltuğunu buldu
Otobüsün penceresinden
Küçük kafeye baktı
Sonra otobüs kalktı
Bir virajı döndü
Ve dağlardan aşağı yöneldi
Genç adam diğer yolcuların
Sohbetini dinledi
Bazısı okuyor, bazısı uyuyordu
Hiç kimse
O yerin büyüsünü
Fark etmemişti
Genç adam başını yana yasladı
Gözlerini yumdu, uyur gibi yaptı
Yapacak bir şey yoktu
Motorun, karda tekerleklerin
Sesini dinlemekten başka.

Çeviren: Ümit Ünal