Saturday 27 April 2013

Her Gün Bir Fil - My Elephant Collection


Fil en sevdiğim hayvan. Bir filim olsun isterdim. Evde kedi dışında gerçek hayvan besleyemesem de, elliyi aşkın filim var. Dünyanın farklı şehirlerinden aldığım ya da hediye getirilmiş filler. Bu sayfada hergün birini ve hikayesini paylaşmaya karar verdim. (Bu sayfa yaklaşık iki ay boyunca hergün yenilenecek, yeni eklenenler sayfanın altında.) 

I love elephants. I'd love to have one. Although I keep only a cat as a live pet, I have over fifty elephants of different sizes and styles at home. i bought them in various cities or they were given by friends or family. I will share them one a day on this page. (This page will be renewed everyday for about two months, new additions will be at the bottom of the page.)

Bu ilk fil, koleksiyonun da ilk fili. 2005'te bir film festivali için gittiğim Bangkok'ta almıştım. Tik ağacından, tamamen el yapımı. Thailand fillerin kutsal sayıldığı bir ülke. Her yer fil biblosu, resmi, heykeli dolu. Şehir içinde yavru fil gezdirenler vardı.
This one is from Bangkok which I went in 2005 for a film festival. It is hand made of wood. In Thailand elephants are considered sacred and you find millions of elephant memorabilia. This one became the first of my collection.


















Bu fil Wroclaw'dan. 2010'da bir film festivali için gitmiştim. Wroclaw "cüceler şehri" olarak da biliniyor. Sokaklar aniden karşınıza çıkan şakacı cüce heykelleri dolu. Balık avlayan, posta kutusuna oturmuş size bakan, bir lambanın dibine yaslanmış 700'ü aşkın ufacık heykel. Ayrıca Wroclaw'da hemen hemen her şeyin minyatür halini bulmak mümkün. Bu filim metalden yapılmış, 1 santimlik boyuyla cam bir boncuğun üzerinde duruyor.
This one is from Wroclaw, Poland. I went there in 2010 for a film festival. Wroclaw is known as the "city of dwarves" and you can find over 700 dwarf statuettes on the streets: Tiny dwarves fishing by the river, sitting on the postbox, leaning on a lampost etc. You an also find small versions of everything there. This elephant is only 1 cm high, made of metal, standing on a glass bead.
























5-6 yaşındayken annem bir fil dikmişti bana. Yeşil pötikare kumaştan içi pamuk dolu bir fil. Birkaç yıl için en sevdiğim oyuncak o olmuştu. O fili Serra Yılmaz'a anlatıyordum. 2006 Nisan'ıydı. Yine bir festival sayesinde gittigim New York sokaklarında yürüyorduk. Tam bez fili anlatırken bir dükkanın girişinde büyük bir sepet içinde bu fille (ve onlarca benzeriyl
e) karşılaştık. Serra bu fili alıp bana hediye etti. 
When I was 5 or 6 my mother made me a stuffed toy of an elephant. It was made of green chequered fabric. For a couple of years it was my favourite toy. In 2006, I was telling about it to my actress friend Serra Yılmaz. We were in New York. Just as I was talking about my stuffed elephant we came across this one (and its many friends) in a big basket at the entrance of a shop. Serra bought it as a present for me.




















Her gün bir fil demiştim ama bugün iki fil. Bu romantik çifti birbirinden ayırmak zor. 2007'de bir kış günü Cannes'da bir Afrikalı sokak tezgahından almıştım. Ahşap oyma. Yüksekliği 3 cm.

I am adding one elephant a day but today there's two of them for it is impossible to separate this romantic couple. I bought this one in 2007 in Cannes from an African street seller.

Bu pek süslü arkadaşı 2006'da ingiltere'de hint işi eşyalar satan bir dukkandan almistim. "Baba bunu seversin bak" diye ilk dikkatimi ceken Mina olmuştu. Bu, İngilizlerin çay yaparken soğumasin diye çaydanlığın ustune örttükleri bir kılıf, "tea-cosy".

I bought this overly ornamented fellow in England in 2006 from an Indian shop. it is a tea cosy. My little daughter Mina noticed it and knowing that i was collecting elephants she showed it to me. "Daddy look, you might like this one!

Bu elma şekeri olmak isterken fil olmuş arkadaş Barcelona'dan geldi. Kızkardeşim 2009'da getirdi.

This one is from Barcelona, a present from my sister. I guess he wanted to be an apple candy but ended up an elephant.
Zaman içinde gittiğim her sehirde bir fil bulmaya calışır oldum. Bu yaldızlı güzelliği ben bulmadım ama. 2011 yazında Kaş'ta dolanırken sevgilim bulup sürpriz olarak almış.

Over the years i started a habit of looking for a special elephant in every city i go. but i didn't find this glittery beauty. My lover found and bought it as a surprise in Kaş in summer of 2011.
Bu fili 2006'da bir reklam işi için gittiğim Berlin'de Afrika işleri satan bir dükkandan almıştım. Taş oyma. Sadeliğine bayılıyorum.

I got this one in Berlin from an African shop in 2006. It is carved in stone. I simply love its subtlety.
Galiba koleksiyondaki tek pahalı fil bu. Nişantaşı'nda dişçiye giderken yolumun üstünde bir dükkanda gördüm. Fiyatını sorunca güldüm geçtim. Manasızca pahalı geldi. "İtalyan tasarımı" vs dediler. Alamadım ama dişçiye her gidişte bakmadan da duramadım. Sonra hiç beklemediğim bir yerden, umudu çoktan kestiğim bir para geldi. İlk işim bunu almak oldu.

I guess this is the only expensive one in the collection. i saw it in a luxurious shop in N
işantaşı on the way to dentist and it was stupidly expensive. They said it was some special Italian design. I couldn't afford it. But I couldn't help looking at it everytime I had to go to the dentist. Then some unexpected money came from a little job I did long time ago which I forgot about. I went there and got it.
Bu fil Taormina'dan. 2008'de Taormina Film Festivali'ne Gölgesizler ile gitmiştik. İçi volkanik taşlarla dolu cam bir fil bu. Nasıl yapıldığını ben de anlamadım.

This one is from Taormina, Sicily. I've been to Taormina film festival with my 4th film "The Shadowless". This elephant is made of glass and full of volcanic stones. How it is made is a mystery to me.
Bugün de iki fil. Anne ve yavrusu. Bu sefer üç boyutlu değil, ince deriden oyarak yapılmış bir iş. Bunu da 2005'te Bangkok'dan almıştım. Bizim Karagöz'den başlayarak her tür gölge oyununa meraklıyım. Tayland'da da gölge oyunu figürleri bulurum diye umarak pazarları dolaştım. Bir adam bunları gösterdi. Bir usta çekiç ve keskiyle deriyi oyarak yapıyordu. Tam gölge oyunu kuklası sayılmaz ama cok sevdim yine de.

Two of them again. This time a mother and a baby in 2D. I am very much into shadow puppets like Turkish Karagöz or Chinese shadow theatre. When I was in Bangkok in 2005, I thought I could find some interesting shadow theatre figures. In a market I found these. A man was puncturing thin layers of leather with a small chisel. I don't know if this is a shadow puppet but i like it.
Bu gerçeküstücü fil de Barcelona'dan ve yine kızkardeşimin hediyesi. Barcelonalı birkaç filim daha var. sanırım orada da seviyorlar filleri. :)

This surrealistic elephant is again from Barcelona and a present from my sister. I have a few more elephants from Barcelona. I guess elephants are popular there.
Bu el işlemesi fili 2009'da İzmir Fuarı'nda, Ege köylüsü bir kadının tezgahından almıştım.

I bought this hand made elephant in Izmir from a village fete in 2009.
Bazen hic tanımadığınız birileriyle hem de cok kısa sürede yakınlaşıverirsiniz. Karşılıklı merak doğar, sohbet tutar. Bu fil Avustralyalı bir yol arkadaşımdan. 2008'de bir uçak yolculuğunda başlayan, çok kısa da olsa, çok hoş bir sohbetin ardından postadan çıktı.

Sometimes you get very close with perfect strangers in a very limited time. Curiousity leads to a wonderful conversation. This elephant is from an Australian friend which i met on a flight and had a lovely, extended chat. Weeks after the flight this little one came via mail.
Bu tombik seramik fil Praglı. Hayatta tek yeğenim Elif'in hediyesi.

This chubby little one is from Prague and it's a present from my one and only niece Elif.
 Bu fili evde buldum. Çocukların eski bir oyuncak kutusunda. Bir hamburgercinin çocuk menüsüyle verilmiş sanırım ve evden taşınırken götürmeye değer bulunmamış. O da koleksiyona katıldı.

I found this one at home in an old toybox. I guess kids didn't like it enough to take it with them to the new house. It's just a promotion material of a burger shop but it is included in the collection.
Bu filim Münihli. Daha doğrusu ben geçen yıl oradan aldım ama kendisi tam nereli bilmiyorum. Babilli bile olabilir.

This elephant is from Munich, or should I say I got it there but i don't really know where it is from. It might even be a Babylonian
Bozcaada, 2012
Bu bulmaca anne ve yavrusunu arkadaşım Ceren üç yıl önce hediye getirdi.

This puzzle mummy and her baby are my friend Ceren's present.
 Bu fil 15x15 cm boyutlarında ufak bir tuval üzerine yağlıboya. "Gölgesizler"in yapımcısı Hakan Karahan Cannes'da bir sokak sergisinden almış.

This one is oil painted on a 15x15 cm canvas. Hakan Karahan, the producer of "The Shadowless" got it for me in Cannes from a street exhibition.
Bu İngiltere'de, Hitchin'de bir hint dükkanından aldığım bir fil. Ağır ilginç bir ahşaptan yapılma.

Bununla birlikte son fili paylaşıyorum. Fil koleksiyonumu tek tek paylaşmaya başladığım son 20 kısacık gün icinde bile ülkemizde öyle korkunç ve üzücü şeyler oldu ki, kimi sabahlar bir fil biblosu resmi koyup hikayesini anlatmaya kalkmak dünyanın en saçma, en manasız şeyi olarak göründü. "Fargo" filminde onca cinayete, gözüdönmüş aptallığa tanık olan kadın polisin sakin kocası, bütün gün evde oturur ve posta pullarında kullanılmak üzere ördek türlerinin resimlerini yapar. Keşke durup küçük, zararsız kimseyle alıp vereceği olmayan şeyler üstüne daha çok konuşabileceğimiz bir dünyada yaşasaydık. Ama bu dünya güçlülerin sıradan insanların hayatını hiçe saydığı bir dünya. Sıradan ufak nesnelerin ise esamisi okunmuyor. Benim filler bu minval üzre gidiyor. Bir 20-30 tane daha var burada sergilemediğim. Onları da daha güzel bir başka zaman inşallah.
 



I bought this elephant in Hitchin Herts in UK from an Indian shop. It is made of some heavy wood.

This is the last one I will share from the collection. Even in a short period since I started displaying these elephants here, such sad and horrible events took place in Turkey and getting up in the morning and sharing an elephant pic and a small story around it seemed utterly meaningless some days. In the film "Fargo" the husband of the policewoman who witnesses all those murders and horrendous stupidity, stays home all day and paints duck pictures to be published as mail stamps. I wish our world was a place where we could stop and appreciate small, useless but harmless things more. But it is not. We live in a world where the people in power waste ordinary people's lives like small change. And ordinary, silent objects don't even count. So there's still some 20-30 elephants at home but i stop here and hope to share the rest in better days sometime. 

YOU CAN REACH THIS COLLECTION ON INSTAGRAM UNDER HASHTAG #hergunbirfil