Monday, 1 August 2011

BAŞUCU KİTAPLARIM


(Bu yazı 2005 yılında Radikal 2'de yayınlanmıştı.)

Başucumdan ya da zihnimin başucundan hiç eksik olmayan, hayatta beni en çok etkilemiş, hala sık sık açıp okuduğum, kimi yerlerini ezbere bildiğim bazı kitapları tamemen rastgele sıraladım:

LOLITA: Nabokov’un başyapıtı. Bu kitabı ilk okuduğumda 17-18 yaşındaydım, pek anlamamıştım ama çok güzel olduğunu ve hayat boyu sık sık okuyacağımı anlamıştım. Hala açıp açıp okuyorum ve her okuyuşta ben değil, Lolita biraz değişmiş oluyor.

SEBASTIAN KNIGHT’IN GERÇEK YAŞAMI: Nabokov’un “Ada” ya da “Pale Fire”(Solgun Ateş) gibi anıtsal kitapları dururken neden bu kitabına takıldım bilmiyorum. Ama bu kısa romanda çok büyük bir hüzün ve o hüzne çok ters bir mizah duygusu var. Çok uzun yıllardır hep benimle.

KAFKA-TOPLU HİKAYELER: Kafka 20. yüzyılın getireceği belaları en iyi anlayan yazardı. Tamam, yıl 2006 neredeyse ama 21. yüzyıl henüz başlamadı, hala “Kafka Yüzyılı”ndayız.

SANATIN ÖYKÜSÜ: Üniversitede okurken Gombrich’in bu devasa kitabı bana uzun bir yol açtı. Resimle, kavgalı ama aşki bir ilişki kurmamı sağladı. Sadece resmi değil, sinemayı da sık sık bu kitabın berrak düşünce tarzıyla yargılarken bulurum kendimi.

GÖÇMÜŞ KEDİLER BAHÇESİ: Bence Türkçe yazılmış en güzel hikaye kitabı. Bilge Karasu’nun kurduğu dil dünyası o kadar tuhaf, duru ve çekicidir ki, sırrını anlamak ve o dili öğrenmek için tekrar tekrar okumak istersiniz ama ne yaparsanız yapın onun gibi yazamayacağınızı da bilirsiniz.

YORT SAVUL: Şiir okumaya başladığımdan beri hiç bir şair bende Ece Ayhan’ın yarattığı sarsıntıyı yaratmadı. Artık Yort Savul’u açınca biraz daha “bilerek” okuyorum ama hala sarsılıyorum.

GECEDE: Leyla Erbil’in bu çok çok güzel hikayeler toplamı içinde en sevdiğim ve neredeyse ezbere bildiğim hikaye: “Vapur”. Dehşet verici bir rüya gibi.

ALEMDAĞ’DA VAR BİR YILAN: Bu kadar acıklı şeyden, karşılıksız aşktan, koyu yalnızlıktan, yaşlılıktan bahsederken nasıl bu kadar iç açıcı, kafa açıcı olunur? Benim için Sait Faik’in Panço’lu hikayelerinin çözülmez sırrı bu. Bu kitaptaki “Öyle Bir Hikaye” ve “Kalinikhta” sanırım çoktan klasik oldular.

KARA KİTAP: Türk romanında Kara Kitap kadar çapraşık, “balık gözü” objektif gibi geniş bir bakış açısına sahip roman yazılmış mıdır? Yazılmıştır belki. Ama ben onu okumadım. Kara Kitap’ı ilk çıktığından beri sürekli okuyorum. Bence Orhan Pamuk’un en iyi kitabı.

SAHİBİNİN SESİ: Sinemasal bir tiyatro oyunu. Sevim Burak’ı hikayeci olarak çok severim ama bu oyununa gerçekten hayranım. Paranoya ancak bu kadar şiirsel olabilir.

BUZDAN KILIÇLAR: “Kimiz biz? Dünya nedir yani? Hepimizin vücudu arzu ve kemikten ibaret değil mi?” Latife Tekin. Benden saygı ve sevgi duruşu.

PORNOGRAFİ: Witold Gombrowicz’in en sevdiğim kitabı. Ancak 30’lu yaşların yarısından sonra gerçekten anlaşılabilecek bir kitap. Çok güzel bir Türkçe çevirisi vardır. Birgün filmini çekmeyi hayal edip dururum.

YAŞAM KULLANMA KILAVUZU: Perec’in bu eşsiz romanı yüzlerce tasvir, liste, döküm, tarihçe vs ile doludur. Neden tekrar tekrar okumaktan bu kadar zevk alıyorum, bilmiyorum.

SON NEFESİM: Bunuel’in özyaşam öyküsü sadece sinema ya da Bunuel severler için değil, herkes için etkileyici olabilir. Hayat manasız ya da çok ağır geldiğinde herhangi bir yerini açar, teselli niyetine okurum. Herkeste işe yarar mı bilemem ama bende kesin etki gösterir.

YÜZYILLIK YALNIZLIK: Sevdiğim tek Marquez. 20. yüzyıl romanı örnek ders kitaplarından biri. “Seçmeli Hayat Bilgisi” dersinde de yardımcı kitap bence.

LABYRINTHS (LABİRENTLER): Borges’in kendi seçtiği hikayeleri ve yazılarından oluşan bir derleme kitabı. Tapılası hikayelerinden birkaçı burada.

GÖRME BİÇİMLERİ: John Berger’in bu kitabı insana birden X ışınlarını görme yetisi bağışlanmış gibi bir etki yapar. Herşey açık ve net gelir bir süre için. İlaç gibi.

AMERİKA’DA ALABALIK AVI: Çocuk yaşta kafasını gözünü yararak tümünü İngilizce okuyabildiğim ilk kitap (hem de bir kütüphaneden çaldığım tek kitap) tesadüfen buydu. Tabii ki pek çok yerini ancak yıllar içinde anlayabildim. O yüzden çok sık okumam gerekti. Brautigan en sevdiğim “Beat” yazarı.

SHAKESPEARE-TOPLU ESERLERİ, I-II: Yıllar önce İngiltere’de bir ikinci el kitapçıdan sadece 3.5 Sterlin (!) vererek aldığım pire kadar harflerle dolu bu iki cilt, kitaplığımda olmazsa olmaz bir başvuru kaynağı. Aspirin gibi: İlham için, can sıkıntısı için, uyarlama filmlerini izlerken yazısını takip etmek için, ilan-ı aşk için... Shakespeare her işe yarar.