|
şu benim tatlım vesairem
lucy
teyzem, son
savaş sırasında
anlatabilirdi sana,
savaş sırasında
anlatabilirdi sana,
hatta anlattı da
nedenini savaşın
niçinini,
ablam
Isabel yüzlerce
(ve
Isabel yüzlerce
(ve
yüzlerce) çorap
ördüydü ve de
piretutmaz bereler
vesaire bileklikler vesaire
annemin tek umuduydu
ölümüm vesaire kahramanca tabii
babamın sesi çatlardı
ah ben de gidebilseydim derken
mertebe, imtiyaz vesaire
derken bendeniz vesaire
batmışım çamurun dibine ve
saire
(hayalini kuruyorum
ve
saire, senin
gülüşünün
gözlerinin dizlerinin ve vesairenin)
serbest çeviri: üü
my sweet old etcetera
aunt lucy during the recent
war could and what
is more did tell you just
what everybody was fighting
for,
my sister
Isabel created hundreds
(and
hundreds) of socks not to
mention fleaproof earwarmers
etcetera wristers etcetera, my
mother hoped that
I would die etcetera
bravely of course my father used
to become hoarse talking about how it was
a privilege and if only he
could meanwhile my
self etcetera lay quietly
in the deep mud et
cetera
(dreaming,
et
cetera, of
Your smile
eyes knees and of your Etcetera)