Saturday, 30 September 2023

10 Kitap - Ümit Ünal

 

"Varlık Dergisi’nin 15 Mart 1957 tarihli 450. sayısının son sayfasında yer alan “OKUYUCULARIMIZLA BAŞBAŞA” başlıklı bölümde okuyuculardan gelen sorular, yorumlar, eleştiriler ve derginin bunlara cevapları var.

Mehmet Vehbi GÜRSES sormuş: “Şahsi kütüphaneniz yok olursa ilk satın alacağınız on kitap hangileri olacak diye bir anket açacağınızı söylemiştiniz, bir hayli önce. Mayk Hammerlerle yalnız çıplak kadın vücudu teşhir ederek genç dimağları zehirleyen roman ve dergilerin piyasayı doldurduğu şu günlerde böyle bir soruşturmayı faydalı bulmuyor musunuz?”

Cevapta imza yok ama muhtemelen Yaşar Nabi Nayır da şöyle cevap vermiş: “O anket sorusunu yazar arkadaşlarımızdan bir kısmına dağıtmıştık. Tek birinden bile cevap alamadık. O zaman bu soruya cevap vermenin güçlüğünü düşünerek vazgeçmek zorunda kaldık.”

Sorunun güçlüğü ortada ama 66 yıl sonra Parşömen olarak biz tekrar sormak istiyoruz: “Şahsi kütüphaneniz yok olsa ilk satın alacağınız on kitap hangileri olurdu?”

Ümit Ünal

Kitaplarını kaybetmek küçük bir kıyamet senaryosu sayılabilir. Yaşadığımız gezegende büyük “kıyamet”in aslında insanlığın doğuşundan çok önce, en az beş kez koptuğu tahmin ediliyor. Teşbihte hata olmaz, ben de kitaplarımı yıllar içinde evler, şehirler, ülkeler arasında taşınırken birkaç kez kaybettim. Elisabeth Bishop’un ünlü şiirinde acı bir alayla dediği gibi “Kaybetme sanatında ustalaşmak zor değil”… Her küçük kıyametten sonra yeniden başlıyor insan. İlki, 80’lerde annemlerin oturduğu bir evin zemin katını su bastı, çocukluktan üniversite bitene kadar edindiğim tüm kitaplar orada duruyordu, henüz İstanbul’a götürmemiştim. Hepsi hatıralarıyla birlikte gitti. Yıllar içinde başka irili ufaklı kıyametler yaşadım. Sonuncusu, son yirmi küsur yılda oluşmuş kitaplığımı İstanbul’da, adada bırakıp bir bavulla Glasgow’a geldim. İleride hepsini buraya getirme hayalim var ama şimdilik evde 15-20 kitapla yaşıyorum. Bir o kadar da e-kitap. Başvuru, hatırlama, alıntı için internet yetiyor, neredeyse her metni sanal alemde bulmak mümkün artık. Ama insan hayat boyu bağlandığı metinleri elinin altında, başucunda elle tutulur bir nesne olarak mutlaka istiyor. Kitap, içerdiği metinden daha fazla bir şey çünkü. Hatırlamak, teselli bulmak, kendime dönmek ya da sadece koklayıp karıştırmak için hep açtığım, olmazsa olmaz kitaplar yıllardır pek değişmedi. Bunların her birini en az iki üç kez satın almışımdır (yabancı yazarları hem Türkçe hem İngilizce baskılarıyla). Sıfırdan başlasam herhalde yine ilk yenileyeceğim kitaplar şunlar olur:

GÖÇMÜŞ KEDİLER BAHÇESİ – Bilge Karasu

ALEMDAĞ’DA VAR BİR YILAN – Sait Faik

YORT SAVUL – Ece Ayhan

ŞİİRLER – Behçet Necatigil

LOLİTA – Vladimir Nabokov

BÜTÜN HİKAYELER – Franz Kafka

LABİRENTLER – J. L. Borges (Kendi seçtiği hikayeler toplamı)

YÜZYILLIK YALNIZLIK – G. G. Marquez

YAŞAM KULLANMA KILAVUZU – Georges Perec

SON NEFESİM – Luis Bunuel

Sadece on kitap sayınca elbette bir çok kitabın hatırı kalıyor. “Evde olmazsa olmaz” kitaplar arasına Shakespeare’in Soneler’ini, Hayali Küçük Ali’nin Karagöz’ünü, Sevim Burak’ları, Leyla Erbil’in Gecede’sini, Alice Harikalar Diyarında’yı; Philip Larkin, Tanpınar, Turgut Uyar, ve Barış Pirhasan’ın toplu şiirlerini, Orhan Pamuk’un Kara Kitap’ını, Latife Tekin’in Buzdan Kılıçlar’ını, Ted Hughes ve Seamus Heaney’in derlemesi Rattle Bag’i, ya da mesela Gombrich’in Sanatın Öyküsü’nü katmasam olur mu, olmaz.


https://parsomenfanzin.com/2023/09/26/10-kitap-umit-unal/