Bu resim 1968'de çekilmiş olmalı. Yenifoça'da kaldığımız öğretmen lojmanının kapısının önünde kardeşim ve ben poz veriyoruz, babam çekmiş. Yıllar içinde çok sevip birkaç yerde paylaştım.
Geçen hafta sonu, İzmir'de olmayı fırsat bilerek, üniversite yıllarından arkadaşım Zafer Özden'in çok çok hora geçen yardımıyla bir kişisel tarih turu yaptım. Yenifoça elbette çocukluğumun sakin köyü değil artık, her yere beton dökmüşler, "yatırım" ve "hırs" her yeri sarmış. Yine de öğretmen lojmanları, sayısız tamire rağmen, aynı kalmış.
Ben de yaklaşık 45 sene sonra aynı kapının önünde resim çektirdim. (Tamamen tesadüfen bir karabaş ve yavru bir kedi tam biz resim çekerken gelip kadra girdiler.)
Geçmişe özlem duymak, kendi geçmişimizi aramak, geçmiş unsurlarımızla karşılaşınca sarsılmak acaba bugünün dünyasında mutsuz olduğumuz için mi?
Bu sıralar sanal dünyada çok fazla insanın geçmişe dair resimlerini, çocukluk/ gençlik anılarını paylaştığını gözlüyorum. Belki de kendimizi bugüne ait hissedemediğimiz için, sisin pusun içinde "eski güzel günleri" arıyoruz...