tabii hatun genç dedi,
ama bana bak,
bak ayak bileklerim ne hoş,
bak bileklerime,
ne hoş bileklerim var,
allahım,
bir ara düzeldik sandım,
ama yine çıktı bu kız,
ne zaman arasa kafayı yiyorsun,
hani bitti demiştin,
bitirmiştin hani,
bak dinle, öyle bir yaşa geldim ki ben
iyi kadınım artık,
ne diye kötü kadın istiyorsun?
canın dayak istiyor di mi?
hayat boktan diyorsun, biri sana bok gibi
davranırsa hoşuna gidiyor,
di mi?
söyle, aynen öyle di mi?
burnun sürtülsün istiyorsun...
ya, oğlum! oğlum bile tanışacaktı senle.
oğluma söyledim.
senin için bütün sevgililerimi terkettim.
kalktım kahvenin birinde
AŞIĞIM
diye bağırdım.
sen şimdi beni enayi yerine koy.
özür dilerim, dedim, cidden özür
dilerim.
sarıl bana, dedi, nolur sarılır mısın?
hiç böylesi başıma gelmemişti, dedim,
aşk üçgeni müçgeni...
kalktı bir sigara yaktı. her yeri
titriyordu. volta attı delirmiş gibi. ufacıktı. kolları
öyle zayıf, zapzayıftı ki. bağırıp bana vurmaya başladığında
bileklerinden tuttum ve gözlerinde gördüm:
en has nefreti, asırlara yayılan.
herşeyim yanlıştı. öküzün tekiydim, delirmiştim.
hayatta öğrendiğim herşey boşunaydı hayatta
benden beter bir mahluk daha yoktu, üstelik
sahteydi
yazdığım
şiirlerin
hepsi.
çeviren: ü.ü.
bak bileklerime,
ne hoş bileklerim var,
allahım,
bir ara düzeldik sandım,
ama yine çıktı bu kız,
ne zaman arasa kafayı yiyorsun,
hani bitti demiştin,
bitirmiştin hani,
bak dinle, öyle bir yaşa geldim ki ben
iyi kadınım artık,
ne diye kötü kadın istiyorsun?
canın dayak istiyor di mi?
hayat boktan diyorsun, biri sana bok gibi
davranırsa hoşuna gidiyor,
di mi?
söyle, aynen öyle di mi?
burnun sürtülsün istiyorsun...
ya, oğlum! oğlum bile tanışacaktı senle.
oğluma söyledim.
senin için bütün sevgililerimi terkettim.
kalktım kahvenin birinde
AŞIĞIM
diye bağırdım.
sen şimdi beni enayi yerine koy.
özür dilerim, dedim, cidden özür
dilerim.
sarıl bana, dedi, nolur sarılır mısın?
hiç böylesi başıma gelmemişti, dedim,
aşk üçgeni müçgeni...
kalktı bir sigara yaktı. her yeri
titriyordu. volta attı delirmiş gibi. ufacıktı. kolları
öyle zayıf, zapzayıftı ki. bağırıp bana vurmaya başladığında
bileklerinden tuttum ve gözlerinde gördüm:
en has nefreti, asırlara yayılan.
herşeyim yanlıştı. öküzün tekiydim, delirmiştim.
hayatta öğrendiğim herşey boşunaydı hayatta
benden beter bir mahluk daha yoktu, üstelik
sahteydi
yazdığım
şiirlerin
hepsi.
çeviren: ü.ü.
she's young, she said,
but look at me,
I have pretty ankles,
and look at my wrists, I have pretty
wrists
o my god,
I thought it was all working,
and now it's her again,
every time she phones you go crazy,
you told me it was over
you told me it was finished,
listen, I've lived long enough to become a
good woman,
why do you need a bad woman?
you need to be tortured, don't you?
you think life is rotten if somebody treats you
rotten it all fits,
doesn't it?
tell me, is that it? do you want to be treated like a
piece of shit?
and my son, my son was going to meet you.
I told my son
and I dropped all my lovers.
I stood up in a cafe and screamed
I'M IN LOVE,
and now you've made a fool of me. . .
I'm sorry, I said, I'm really sorry.
hold me, she said, will you please hold me?
I've never been in one of these things before, I said,
these triangles. . .
she got up and lit a cigarette, she was trembling all
over. she paced up and down, wild and crazy. she had
a small body. her arms were thin, very thin and when
she screamed and started beating me I held her
wrists and then I got it through the eyes: hatred,
centuries deep and true.
I was wrong and graceless and
sick. all the things I had learned had been wasted.
there was no creature living as foul as I
and all my poems were
false.